Ayrılığın Üstesinden Gelmeyi Zorlaştıran 10 Yanlış Alışkanlık

Duyguları bastırmak ve ayrılıktan bahsetmemek, yaşananları kabullenmemeye işaret eder. Münasebetiyle ayrılığı atlatarak yeni nizama alışma müddetini uzatır. Halbuki yakın etrafınıza ve kendinize, yüksek sesle her şeyin bittiğini söylemeniz çok kıymetlidir. Zira bazen gerçekleri kendi sesinizle duymak, olayın ciddiyetini kabullenmenizi sağlayabilir. Yakın arkadaşlar ise kendi başınıza düşünmediğiniz bir noktaya parmak basarak yeni bir bakış açısı sunabilir.

Ayrılığın akabinde daima arkadaşlarla alışverişe çıkmak, konserlere gitmek ve aktiviteler planlamak da meseleden kaçtığınızı gösterir. Ayrılık sonrası her daveti kabul etmenize ve her anınızı doldurmanıza gerek yok. Bilakis, bazen biraz kendi başınıza kalıp sessizce düşünmeniz, tüm yaşananları daha çabuk idrak etmenizi sağlayabilir. Bu da ilerlemenin kıymetli bir adımıdır.

Birçok insan biten bağın akabinde her şey tekrar başlayacak üzere hisseder ve bunu kapanışın net olmamasına bağlar. Halbuki kesin bir kapanış beklemek sizi askıda bırakır. Mesajlaşmayı uzatmak yahut birebir anı başınızda tekrar tekrar kurmak sonucu değiştirmez.

Geçmişe takılıp kalmak, olanları anlamlandırmanın bir yolu olarak görülebilir. Ama yaşananları uzun mühlet düşünmek o andan çıkmama riski taşır. Eski iletilere bakmak yahut son hengameyi düşünmek, pek verimli bir düzenek değildir. Zira başınızda gerçekte olmayan senaryolar yazmanıza yol açar. Bunun yerine, yanıtını bildiğiniz şeyleri olduğu üzere kabullenmek en güzelidir.

Onun yaptıklarını anlamlandırmaya çalışmak, kendinize odaklanmanızı önler ve güzelleşmeyi zorlaştırır. Uzun mühlet bir ortada geçirdiğiniz birini berbat olarak görmeyi kolay kolay kabul edemeyebilirsiniz. Lakin aslında onun size haksızlık yaptığı anları hatırlarken onunla empati kurmaya çalışmazsanız bu kısır döngüyü kırabilirsiniz.

Geçmişi hatırlatan fotoğraflar, ilerleme yolundaki en büyük engellerdendir. Zira zihinde daima eski anıları canlandırır ve düzgünleşme sürecini uzatır. Meğer hayatta yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunuzu anlamak için öncelikle eski defteri kapamak gerekir.

Benzer biçimde toplumsal medya hesaplarını takip etmek de takılı kalmanıza neden olabilir. Onun her paylaştığı kıssaya yahut fotoğrafa bakmak, kendi başınıza ilerlemenizi pürüzler. Bu sırada kendinize odaklanıp iç çözümleme yapacakken onu düşünmeye ve yaşananları hatırlamaya başlarsınız. Yeniden ertelemekle muadil olan bu döngüden çıkmanın en kolay yolu da takipten çıkmak yahut onun hayatıyla ilgilenmemektir.

Ayrılığın nedenini daha çok kendinizde aramaya başlarsanız, sıhhatsiz bir sürece girersiniz ve omuzlarınızdaki yükü ağırlaştırırsınız. Bunun yerine ilgilerin karşılıklı yaşandığını hatırlamak isteyebilirsiniz. Böylelikle yaşanan her ne varsa sorumluluğun iki tarafa ilişkin olduğunu daha kolay anlayabilirsiniz.

Yaraları şimdi sarmadan direkt yeni bir ilgiye atlamak, yapılacak en büyük kusurlardan biridir. Hem hayatınıza giren yeni şahsa haksızlık etmenize neden olabilir hem de büyük hayal kırıklıklarına yol açabilir. Bunun yerine evvel kendinizi toparlamaya odaklanmanız gerekir.

Yeni tanışılan insanları daima eski sevgiliye benzetmek ve kıyaslama yapmak, giden kişiyi olduğundan şanlı görmenize yol açabilir. Bu da güya hayatınızda olabilecek en uygun insanı kaybetmişsiniz üzere hissettirebilir. Lakin ‘O daha iyiydi’ ya da ‘O olsa bu türlü yapmazdı’ üzere düşünmenin unutmaya hiçbir yararı yoktur. Bunun yerine geleceği, hayatınızı ve kendinizi odağınıza almanız daha doğrudur.