Masumiyet sadece saf bir yüz ifadesiyle değil, kalbin temizliğiyle ilgilidir. Bazı burçlar vardır ki, kimseye...
Dert Mıknatısı 3 Burç: Sorunlar Nedense Hep Onları Buluyor!
Bazı insanlar ne yaparsa yapsın, kendini hep bir karmaşanın içinde bulur. Küçük sorunlar bile onları kolay kolay bırakmaz. Daha biri bitmeden yenisi arkasından gelir. Sanki dertler özel olarak onları seçmiş gibi davranır. Burçların karakter yapısı da bu durumu daha da güçlendirebilir.
İşte o 3 burç!
Yengeç
Yengeç burçları, yalnızca kendi sorunlarını değil çevresindeki herkesin derdini de sırtlanır. Bir arkadaşının mutsuzluğu, aile içindeki bir gerginlik ya da sevdiği birinin kaygısı anında kendi problemi haline gelir. İyi olmak isterken, başkalarının yükünü de omuzlarına alır. Bu yüzden çoğu zaman kendini, çözmesi gereken meselelerin tam ortasında bulur.
Geçmişte yaşadığı kırgınlıkları da kolay kolay bırakmaz. Zihninin bir köşesinde her an bir anı, bir pişmanlık ya da ‘keşke’ dolaşır. Bu da onu sürekli tetikte tutar. Dert, Yengeç için geçici bir misafir değidir. Ne zaman rahatlayacak olsa, yeni düşünce kapıyı çalar.
Balık
Balık burcu, dertleri en derin yaşayan burçlardan biridir. Söylenen bir söz, atılan masum bir bakış bile zihninde büyüyüp farklı anlamlar kazanabilir. Hayal gücü o kadar güçlüdür ki, daha yaşanmamış bir olay bile onu üzmeye yeter. Bu yüzden çoğu zaman kendini gereksiz bir ağırlığın altında hisseder.
Ayrıca Balık, başkalarının enerjisini çok kolay içine çeker. Negatif bir ortam, mutsuz biri ya da gergin bir hava… Hepsi direkt ruhuna işler. ‘Benle ilgisi yok’ dese bile kalbi buna inanmaz.
Başak
Başak burcu için dert, genellikle zihninde başlar. Her şeyi en ince detayına kadar düşünür, tartar ve en küçük hatayı bile büyütebilir. Kimse sorun olarak görmese bile o, ‘Burada bir problem var’ diyerek kafasında bin tane senaryo üretir. Bu da huzurunu yavaş yavaş tüketir.
Mükemmeliyetçilik, Başak’ın en büyük silahı gibi görünse de aynı zamanda en büyük tuzağıdır. Her şeyi kontrol altında tutmaya çalışırken, hayatın küçük aksaklıkları karşısında gereğinden fazla yıpranır. Dinlenmesi gerekirken bile ‘Daha yapılacak bir şey var’ diye kendine yüklenir.