Aktif bir sarsıntı jenerasyonu üzerinde yer alan ülkemizde, çabucak her gün her saat çeşitli sismik...
Komşu Ülkenin Suyu Bitti! Yakında Türkiye’nin Kapısını Çalabilir
İran, son yılların en ağır kuraklık döngüsünden geçiyor. Yeraltı su seviyeleri düşüyor, göller hızla kuruyor, başkent Tahran’da su rezervleri kritik seviyeye ulaşmış durumda. Su tüketimindeki dengesizlik ve yanlış tarım politikaları süreci daha da derinleştiriyor. Hükümet, çözüm için ilk kez komşu ülkelerden su ithalatını masaya yatırdı. Bu ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor.
İran, “su satın almak” seçeneğini resmi olarak duyurdu.

Enerji Bakanı Abbas Aliabadi, yoğun kuraklık nedeniyle komşu ülkelerden su satın alabileceklerini açıkladı. Bu açıklama, İran tarihinde bir ilk. Ülkede su arzı, nüfus artışı ve tarımsal tüketim nedeniyle artık yerel kaynaklarla karşılanamıyor. Tahran yönetimi, dış kaynaklı su tedarikine açık olduğunu net şekilde duyurdu.
İran’a komşu ülkelerin çoğu da benzer şekilde kuraklıkla mücadele ediyor. Irak, Afganistan, Pakistan ve bölgedeki birçok ülke su kıtlığı nedeniyle alarm seviyesinde. Türkiye ise görece daha avantajlı konumda görünse de Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri Türkiye-İran sınırındaki illerde orta ve şiddetli kuraklığın arttığını ortaya koydu.
Tahran’da “kısmi tahliye” iddiaları bile konuşuluyor.

İran Meteoroloji Kurumu, 2025 sonbaharını ‘son 60 yılın en kurak dönemi’ olarak tanımladı. Yağışlardaki düşüş yalnızca iç bölgelerde değil, başkent Tahran dahil kalabalık şehirlerde yoğunlaşıyor. Yağış miktarındaki azalma geçen yıla göre yüzde 40’a ulaşmış durumda. Rezervler kritik seviyeye indiği için yaklaşık 10 milyon kişinin yaşadığı Tahran’da kısmi tahliyelerin gündeme gelebildiği iddia ediliyor.
Birleşmiş Milletler uzmanı Kaveh Madani, İran’daki durumu Forbes’a yaptığı açıklamada “su iflası” olarak nitelendiriyor.
Krizin asıl kaynağı iklim değişikliği değil, yanlış tarım politikaları.

İran’da su tüketiminin yaklaşık yüzde 90’ı tarımda gerçekleşiyor. Ancak uzmanlar, su kaynakları bu kadar düşük seviyedeyken bile yüksek su isteyen ürünlere devlet desteğinin sürdüğünü belirtiyor.
Yeraltı sularının aşırı çekilmesi, drenaj sorunu ve göllerin beslenememesi krizi daha da derinleştiriyor. Bu nedenle yağış düşüşü sadece sürecin hızlandırıcısı konumunda.