Nuri Bilge Ceylan’ın İran Film Festivali’ne Katılması Eleştiri Aldı ve Tartışma Yarattı

  • 27 Kas 2025 23:18
  • Güncelleme: 27 Kas 2025
    4 dk. Okuma Süresi

Nuri Bilge Ceylan’ın İran’daki Fajr Film Festivali’ne katılma kararı sinema dünyasında geniş yankı uyandırdı. Festivalin rejim tarafından desteklenmesi sebebiyle bazı İranlı sinemacılar bu tercihe tepki gösterdi. Ceylan’ın katılımcı listesinde “özel konuk” olarak yer alması tartışmaları daha da büyüttü. İran Bağımsız Film Yapımcıları Derneği, ünlü yönetmene bir açık mektup göndererek katılım kararını sorguladı. Gelen yoğun eleştirilerin ardından Ceylan, görüşünü detaylı bir açıklamayla duyurdu.

Kaynak: DİKEN

Fajr Film Festivali, 26 Kasım-3 Aralık tarihlerinde Şiraz’da düzenleniyor ve bu yıl 30 ülkeden seçilen 45 film programda yer alıyor.

Festivalin internet sitesinde Nuri Bilge Ceylan’ın “özel konuk” olarak tanıtılması, İran’daki bağımsız sinema çevrelerinin dikkatini çekti. İran Bağımsız Film Yapımcıları Derneği (IIFMA), ünlü yönetmene hitaben bir mektup kaleme aldı. Mektupta, Ceylan’ın festivale katılmasının “şaşkınlık ve üzüntü” yarattığı belirtildi. Dernek, yönetmenin kararını yeniden değerlendirmesini ve rejimin propaganda çalışmalarına dahil olmamasını istedi. Açık mektupta, filmleri yüzünden hapse mahkum edilen Muhammed Rasoulof ve Cafer Penahi gibi isimler hatırlatıldı.

Gelen tepkilerin ardından Ceylan, konuya ilişkin açıklamasını Variety’ye iletti.

“Fajr Film Festivali en az 40 yıldır düzenleniyor. Birçok sinemacı gibi ben de buraya birçok kez geldim. Burada Theo Angelopoulos ile tanıştım ve Béla Tarr’ın jürisinden bir ödül aldım. Sadece birkaç ay önce Tahran’da bir ustalık sınıfı verdim ve bu tür karşılaşmaların İran’da yaşayan genç sinemacılar ve sinema öğrencileri için ne kadar değerli olduğunu fark ettim.” sözleriyle düşüncelerini paylaştı. Ceylan açıklamasını, genç sinemacılardaki enerjiyi gördüğünü söyleyerek sürdürdü: “Gençlerde, başka yerlerde nadiren gördüğüm olağanüstü bir kıvılcım gördüm. İran dinamik bir toplum ve benim de çok şey öğrendiğim olağanüstü bir sinemaya sahip.” Yönetmen, İran’daki sinemacıların zor şartlara rağmen üretmeye devam ettiğini belirtti: “İran’da yaşayan film yapımcıları, koşulları ne kadar zor ve karmaşık olursa olsun, film yapmaya ve ileriye giden bir yol aramaya devam ediyor. Diğerlerinden daha fazla umuda ve bu tür toplantılara ihtiyaç duyuyorlar.” Ceylan, boykot çağrılarına da temkinli yaklaştı ve “Bir festivali boykot etmek elbette bir direniş biçimi olarak anlaşılabilir, ancak orada yaşayan insanları gösterilecek filmlerden veya bu tür buluşmalardan mahrum bırakmak, sebebi ne olursa olsun, onları cezalandırmak gibi geliyor ve bu bana doğru gelmiyor.” dedi. Son olarak festivallerin siyasi tartışmalara sık sık konu olduğunu hatırlatarak şu sözleri ekledi: “Her festival, karmaşık siyasi dinamikler etrafında şekillenir. Günümüzde devletin desteği olmadan var olan neredeyse hiçbir festival yok. Ancak siyasi nedenlerle katılmayı reddetmek, bana sanatı siyasete feda etmek gibi geliyor.” Açıklamasını, festivallere katılmanın hükümetlere destek anlamına gelmediğini belirterek tamamladı: “Festivalleri ve orada yaşayan sanatseverleri hükümetlerin günahlarının yükünü taşımaya zorlarsak, dünyada boykotlardan muaf kalacak çok az festival kalır. Bana göre festivallere katılım, hükümetlere destek olarak yorumlanmamalı, siyasi rejimlerin halklar arasında oluşturduğu sınırları aşmanın, kültür ve sanatı siyasetin üstünde bir şey olarak onaylamanın bir yolu olarak görülmeli.”

👇

👇

👇

👇

👇

👇

👇

👇

👇

👇

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar